6 Eylül 2014 Cumartesi

Kralların gizemli şehri Nemrut..


Aslında bu 2012 yılı Haziran ayında yaptığımız bir geziydi. Kommagene Krallığı'nın dev heykellerini görmeyi, herkesin bahsettiği güneşin batışı ve doğuşunu izlemeyi uzun zamandır istiyorduk ve nihayet çok keyifli bir gezi yaptık. Adıyaman'a uçak biletleri pahalı olunca biz de Malatya üzerinden gitsek nasıl olur diye düşünüp, araştırmaya başladık ve hem Malatya'ya daha uygun uçak bileti bulduk hem de Malatya'dan Nemrut'a giden turlar Adıyaman turlarına göre daha ucuzdu.

Cuma akşamına uçak biletlerimizi almıştık, Cuma akşamı Malatya merkezde Sinan Otel'de kaldık. Gece geç saatte Malatya'da olduğumuz için odalara yerleşip, hemen uyuduk.

Katılacağımız tur, Cumartesi günü saat 12.00'de Malatya'dan hareket edecekti. Cumartesi sabahı kahvaltı için Nostalji Tarihi Malatya Evi isimli bir yere gittik, hala var mı bilmiyorum ama varsa mutlaka gidin, arkada bahçesi bulunan bu sevimli mekanda inanılmaz güzel bir kahvaltı yaptık. Hatta aramızda 5-6 aylık hamile bir arkadaşımız vardı ve canı biber kızartması istediği için biber kızartması da yaptılar. Fiyatlar da çok uygundu.

Kahvaltıdan sonra buluşma mekanına gittik, tur otobüsünün kalkacağı yeri bulmamız gayet kolay oldu, Japon turistleri takip ettik diyebilirim :) Turda sadece 5 Türk vardık ve bolca Japon vardı. Japonların bu yönünü seviyorum. Bizim ülkemizi bile bizden iyi gezip, öğreniyorlar. Tur otobüsü sayıyı yanlış hesaplamış sanırım çünkü otobüse sığmadık, bu yüzden 4 kişi olduğumuz için bizi başka bir arabaya aldılar, araba tarih öncesi devirlerden kalmıştı ve zaten yolda bildiğiniz su kaynattı, kaputu açıp, serinleye serinleye, sık sık durduğumuz için fotoğraf çeke çeke Kube dağına çıktık. Coğrafya bizim alışık olduğumuz Coğrafya'dan o kadar farklı ki.. Sanki başka bir ülke gibi..




Kube dağında öğle yemeği için mola verildi. Yemekten sonra tekrar yola çıktık ve saat 15.00 gibi Güneş Motel'e vardık. Güneş Motel Nemrut dağının eteklerine kurulmuş, çok büyük olmayan bir motel, Nemrut manzaralı da diyebiliriz, Malatya'ya 90km mesafede. Öyle çok lüks bir motel beklemeyin, yaklaşık 40 kişi kapasiteli, ufak, temiz ve sevimli bir motel. İlgilenenler için: http://nemrutgunesmotel.com/
Katıldığımız tur, Malatya'dan motele transfer, motelde bir gece kalış, akşam yemeği, sabah kahvaltısı, Güneşin batışı ve doğuşu için Nemrut'a çıkışı da kapsıyordu ve kişi başı 100TL'ydi. Gayet uygun bir fiyat öyle değil mi?
Motele gelince grup odalara yerleşip ya da aşağılarda sohbet ederek gün batımı için çıkılacak saati beklemeye başladı. Biz de biraz dinlendikten sonra otobüsle değil, yürüyerek çıkmaya karar vererek, yola koyulduk.


Tırmanma parkuru çok kolay olmamakla birlikte 6 aylık sağlıklı bir hamilenin tırmanabileceği bir parkurdu diyebiliriz :) Tırmanış sonunda Kommagene Krallığı'nın heykelleriyle karşı karşıya geldik.













Güneş alçalmaya başlayınca, tarihin üzerine güneş ışıkları düşmeye ve renkleri daha da güzel yapmaya başladı :)



Biz sakin sakin fotoğraf çekip, niye kimse bu güzelliği izlemiyor diye düşünürken, bir anda insanlar gelmeye başladılar, önce birer-ikişer, sonra gruplar halinde...




Oldukça kalabalık olduk sonunda :) Biz de yerimizi alıp güneşin batışını izleyip, hayran olmaya başladık. Şansımıza hava açıktı ve harika bir göz ziyafeti çekmiş olduk...







Gerçekten Nemrut'tan güneşin batışını izlemek harikaymış, hep söylenir ama söylentiler doğruymuş. Biz şanslıyız, hava açıktı ve unutulmaz manzaralar kazındı aklımıza. Keşke yanımızda bir kadeh şarap olsaydı diye düşündük, hiç aklımıza gelmemişti yukarı götürmek. Bu arada Nemrut'a çıktığınızda su veya başka bir şey alabileceğiniz bir büfe gibi bir şey yok, ihtiyacınız olabilir, çantanıza atın mutlaka. Ayrıca tuvalet de bulunmuyor, önleminizi alın :)

Güneşi batırdıktan sonra tur otobüsüyle dağın eteğindeki sevimli motelimize gittik, biraz sohbet, muhabbetten sonra ortamı gürültücü Japon gruplara bırakarak odamıza çekildik çünkü güneşin doğuşu için sabah 4'te kalkmamız gerekiyordu.

Sabah bu sefer tur otobüsüyle Nemrut'a yeniden çıktık, aman Allah'ım hava nasıl soğuktu anlatamam, motelden hepimize küçük bir battaniye vermişlerdi, biz daha önce araştırma yapıp, yanımıza kalın bir şeyler almıştık ama o battaniye o kadar iyi geldi ki.. Haziran ayı olmasına rağmen gerçekten çok ama çok soğuktu..

Boş bir yere oturduk ve güneşin Nemrut'a, kalplerimize, objektiflerimize yavaş yavaş doğuşunu büyülenerek izledik.. Sanırım batışından daha çok insan vardı doğuşunu izlemeye gelen :)








Daha sonra tekrar motele dönüp, kahvaltı yaptık sonra eşyalarımızı aldık ve Malatya merkeze gidip, uçak saatimiz gelene kadar Malatya'yı dolaştık.

Önce Malatya çarşısını dolaştık ve tabii ki kayısı aldık, şehirde kayısı ile ilgili pek çok dükkan ve ürün bulunuyor, kayısılı yüz kremi, kayısı sabunu, reçel, kurutulmuş kayısı ve daha bir sürü ürün..

 
Malatya şirin bir şehir aslında, güzel restore edilmiş tarihi sokaklarında gezindik, parkları dolaştık, gitmeden önce Malatya'yla ilgili pek bir bilgim yoktu ama genel itibariyle sevimli bir şehir olduğuna karar verdim.
 



Akşam yemeğini Beşkonaklar Malatya Mutfağı isimli, harika bahçesi olan bir mekanda yedik, yöresel yemekler vardı ve ortam gayet güzeldi. Yolu düşenlere tavsiye ediyorum; http://www.beskonaklarmalatyamutfagi.com.tr/

Daha sonra uçağı yakalamak için havaalanına doğru yola koyulduk ve bu geziden bize harika anılar kalmış oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder